KURUMSAL
SON DUYURULAR
GASTROANTEP 2024 BAŞVURU FORMU
19 Ağustos 2024GÜVENLİ GIDAYA ve GIDA HİZMETLERİNE ERİŞİM PROTOKOLÜ
31 Temmuz 2024AMERÄ°CAN LÄ°FE DÄ°L OKULLARI Ä°LE Ä°MZALADIÄžIMIZ PROTOL
25 Nisan 2024MESEM PROGRAMI KAPSAMINDA Ä°SG EVRAKLARI HAZIRLANMASI
26 Mart 2024DEÄžERLÄ° ESNAFIMIZ KOSGEB DEPREM DESTEK KREDÄ°SÄ° BÄ°LGÄ°LENDÄ°RME MESAJI
07 Mart 2024Antep'te ekonomik tablonun etkilerinden dolayı, müÅŸterileri azalan iÅŸletmelerde eskisi gibi ocakların altı açılmıyor ve mangalların üstünde et çok nadir bulunuyor. Bir ‘gastronomi’ ÅŸehri olan Antep’teki iÅŸletmelerde müÅŸteri azalınca da sektör çalışanları iÅŸsizlikle karşı karşıya kalmış durumda. Esnaf, "Pandemiden bu yana kendimizi toparlayamadık. Tam toparlanacağımız zaman deprem oldu, zamlar geldi" derken, sektör temsilcileri ise "Bizim ayağı yere saÄŸlam basan desteÄŸe ihtiyacımız var" diyor.
UNESCO’nun gastronomide Yaratıcı Åžehirler Ağı’na dâhil ettiÄŸi Antep mutfağı, ÅŸu sıralar ekonomik tablonun etkileriyle boÄŸuÅŸuyor. Gaziantep Lokantacılar Kebapçılar Pastacılar Tatlıcılar ve Baklavacılar Odası BaÅŸkanı Abdulkadir Katmerci, “Esnafımız çok zor durumda. Çünkü piyasada son zamdan sonra yüzde 25-30 müÅŸteri kaybı var” derken, esnaf ise “Mangalımız var, üzerinde et yok. Beyran kazanımız ocakta, ama ocağın altını açamıyoruz. Çünkü müÅŸteri yok” diyor.
BirleÅŸmiÅŸ Milletler EÄŸitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), bünyesi altında 2004 yılında kurulan Yaratıcı Åžehirler Ağı’na (UCCN), 2 yılda bir dünyanın farklı ülkelerinden, ‘Edebiyat, film, müzik, zanaat ve halk sanatları, tasarım, gastronomi ile medya sanatları” ÅŸeklindeki baÅŸlıklardan üye ÅŸehirler seçiyor.
Åžuana kadar dünyada yaklaşık 300 ÅŸehri bir araya getiren UNESCO, Türkiye’den 16 ÅŸehri UCCN listesine dahil etti. Bu listeye Türkiye’den ilk olarak 2015 yılında ‘Gastronomi’ baÅŸlığıyla Antep dahil edildi. Antep’ten sonra da ‘Gastronomi’de aynı listeye sırasıyla Hatay, Afyonkarahisar, Adana, Balıkesir, Diyarbakır, Kayseri ve Konya girdi.
Yaklaşık 250 özgün çeÅŸidiyle gastronomide önemli bir noktada olan Antep mutfağı, et ağırlıklı yiyeceklerden oluÅŸuyor. Bunun yanında baharat çeÅŸitliliÄŸiyle ön plana çıkan Antep, ülkedeki birçok restorana kırmızı pul biberi gibi baharatları ihraç ediyor.
Mutfağındaki zengin çeÅŸitleriyle UCCN’nin listesine alınan ve Türkiye’nin ilk mutfak müzesinin bulunduÄŸu Antep’te ÅŸu sıralar ‘gastronomi turizmi’ ekonomik tablodan dolayı zor günlerini yaşıyor.
Döviz kuru, akaryakıt, vergi zamları, gibi etkenlerden dolayı oluÅŸan enflasyonist ortam, rutinleÅŸen zamları da beraberinde getiriyor.
“Ä°nsanlar, birkaç yıl önce 2 bin 825 lira asgari ücretle ev geçindiriyordu. Bugün bu insanlar bugün 11 bin 400 lira asgari ücretle geçinemiyor. Neden? Çünkü piyasada devamlı fiyat güncellemeleri var. Fiyat güncellemelerinin çok sık olması da hem yüksek enflasyona hem de hayat pahalılığına neden oluyor.”
Pandemi ve depremden dolayı ‘gastronomisi’ yara alan Antep, ÅŸimdi de ekonomik tablonun etkileriyle boÄŸuÅŸuyor. Girdi maliyetlerinin artmasıyla birlikte temmuz ayının ortalarında Gaziantep Lokantacılar Kebapçılar Pastacılar Tatlıcılar ve Baklavacılar Odası, sektördeki fiyatların zamlı listesini açıkladı.
Sektör temsilcileri durumun nedenlerini ve atılması gerekenleri anlatırken, “Gastronomi turizmi sekteye uÄŸradı, iç piyasa ile çarkı döndürmeye çalışıyorlar” diyor. Esnaf ise “Çok deÄŸil 2 yıl öncesinde her ay 2680 liralık emekli maaşımla iki tane çeyrek alıyordum. Åžimdi o günler hayal oldu” sözleriyle eskisi gibi ocaklarının altının yanmadığını ve mangallarının üstünde et olmadığını söylüyor.
“Biz bu zamları severek, isteyerek yapmıyoruz”
Gazetemize konuÅŸan Gaziantep Lokantacılar Kebapçılar Pastacılar Tatlıcılar ve Baklavacılar Odası BaÅŸkanı Abdulkadir Katmerci, kebap ve baklava çeÅŸitlerine yapılan zamlara iliÅŸkin, “Biz bu zamları severek, isteyerek yapmıyoruz” diyor ve ÅŸöyle ekliyor:
“Yeme içme sektörünün tamamını ele alacak olursak, fiyat artışının ana nedeni pandemi döneminde gereÄŸinden fazla stoklama yapılmasıdır. Bunun akabinde Rusya-Ukrayna savaşının çıkması, dünya genelinde ham maddelerde bir sıkıntı yaÅŸanmasına neden oldu. Mesela 4-5 lira olan mercimek 25-30 liraya, 2-3 lira olan nohut 30-35 liraya, 500 lira olan 1 çuval ÅŸeker 1200 liraya, sütün kilogramı 2,5 liradan 15-20 liraya ve 50 lira olan et 500 liraya çıktı. Yani hangi ürünü elimize alırsak katlanan fiyatıyla karşılaşıyoruz.
Çalışanların SGK primlerine gelen farklar, özlük hakları için verilen çalışmalar neticesinde biz yeniden bir maliyet hesaplaması yapmak durumunda kaldık. Maliyet hesaplaması yaparken son iki yılda enerjiye, elektriÄŸe %100’ün üzerinde zam gelmesi, 2,5-3 bin lira kirası olan mekanların ÅŸu an 15-20 bin lira olması bizi bu fiyatlandırmaya mecbur bıraktı. Biz bu zamları severek, isteyerek yapmıyoruz. Biz istiyoruz ki herkes rahat bir ÅŸekilde alışveriÅŸ yapsın. Ancak esnafımızı da düÅŸünmemiz gerekiyor”
‘Makası kapatmaya çalışırken, makas daha da açılıyor’
Katmerci, kentte 20 temmuzda yapılan son zamlara deÄŸinirken, yine girdi maliyetlerine dikkat çekiyor ve 9 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüÄŸe giren ‘yüzde 8 olan KDV’nin yüzde 10'a’ çıktığını hatırlatarak ÅŸöyle devam ediyor:
“Bu, bizim fiyatlarımızı etkiliyor. Asgari ücrete de zam geliyor. Bugün bir müessesede yirmi beÅŸ otuz çalışan varsa o müessesenin sadece SGK primi bir ayda 25-30 bin lira tutuyor. Stopaj vergisini, maaÅŸları hesaplamadık bile.
Tüm girdilerimiz yüzde 1, çıktımız yüzde 8 idi. Biz bu makas kapatılsın isterken bu makas daha da açıldı. Yani %1 giriyor, %10 çıkıyor. Bu % 9’luk makası daraltmak için de bunu müÅŸterimize yansıtmak zorunda kalıyoruz.
Bugün evde 150 gramlık 1 porsiyon kebap yapmak istesek sadece ete 75 lira gidiyor. Mekanlarda bunun üzerinde iÅŸçiliÄŸi, kirayı, garnitürleri eklediÄŸimiz zaman çıplak maliyeti 90-100 lira bandına çıkacak. Dışarıda bir dürüm alacak olduÄŸumuzda 130-140 lira bandında bir fiyat ortaya çıkıyor. Yani evde yemek yemeyle dışarıda yemek yemenin çok farkı yok. Fiyatlar gerçekten pahalı ama ne satanı kurtarıyor ne alanı memnun ediyor.
Mesela etin kilogramı ocak ayında 500 lira ise aralık ayının sonuna kadar 500 lira kalsın. Yılın sonuna kadar fiyatlama yapmak zorunda kalmayalım ki esnaf da utanmasın. Daima fiyat deÄŸiÅŸikliÄŸi yapıldığı için fiyat söylerken esnaf da utanıyor.
“Asgari ücrete zam yapıldığında, tekrar fiyatlandırma yapacağız”
Mevcut tablonun devam etmesi durumunda zamların kaçınılmaz olduÄŸunu belirten Katmerci, yeni yılda asgari ücrete zam ikinci zam yapıldığında mevcut fiyatların yine deÄŸiÅŸeceÄŸini söylüyor ve asgari ücret için ‘yılda bir defa zam’ önerisini “Yılbaşında asgari ücrete tekrar zam yapılacağı için biz de tekrar fiyatlandırma yapmak durumunda kalacağız” ifadesiyle dile getiriyor.
"Gastronomi turizmi sekteye uğradı, desteğe ihtiyacımız var"
“Gastronomi turizmi deprem dolayısıyla sekteye uÄŸradı” diyen Katmerci, sektörün ayakta kalması için de atılması gereken adımlara dair ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulunuyor:
“Bizim ayağı yere saÄŸlam basan desteÄŸe ihtiyacımız var. Mesela biz depremden sonra altı ay boyunca çalışanların iÅŸ çıkışını veremedik. Åžehir dışına taşınan personelimizin SGK primini ödedik. Üstelik bize büyük katkısı olan gastronomi turizmi deprem dolayısıyla sekteye uÄŸradı.
Gaziantep’in de içinde bulunduÄŸu deprem bölgesine 11. ayın sonuna kadar tur organizasyonu düzenlenmeyecek. Yani bu yılın sonuna kadar Gaziantep esnafının ayakta durmasını saÄŸlayan turların olmaması dolayısıyla müÅŸteri beklemiyoruz. Bu senenin sonuna kadar % 25 % 30 bandında bir iç piyasa hareketiyle dönmeyi öngörüyoruz.
6 ay ertelemeli kredi deÄŸil, düÅŸük faizli kredi verilmeli
Bizim ayağı yere saÄŸlam basan desteÄŸe ihtiyacımız var. Depremden dolayı iÅŸlerimiz bu kadar kötü olmuÅŸken bize 6 ay kredi ötelemesi deÄŸil düÅŸük faizli kredi verilmesi gerekiyor. Pandemi döneminde bize tahsis edilen % 0.69 faizli kredi paketleri gibi bir paket açıklanması gerekiyor ki biz yaralarımızı sarabilelim.
Et sorunu masaya yatırılmalı
Et konusunda ise eÄŸer bizim yeteri kadar küçükbaÅŸ, büyükbaÅŸ hayvanımız var ise denetimin arttırılmasını, yok ise ithalatının önünün açılıp piyasanın doyurulmasını talep ediyoruz ki biz ucuza alalım, ucuza satalım. Bu da doÄŸru destek ve sıkı denetim ile mümkün görünüyor.
Fıstığa da fındık gibi taban ve tavan fiyatı belirlenmeli
Antep fıstığımız daÄŸ meyvesi olarak geçiyor. Fındık gibi bir lisansı yok. Biz bunu da Tarım Bakanlığımızdan arz ve talep ettik. Bunun da artık bir tanınması için çalışmalar yapılıyor. Devletimiz tarafından fıstığın da fındık gibi bir taban ve tavan fiyatı belirlenirse birçok sorunu da ortadan kaldırmış olacağız.”
Katmerci’nin yanından ayrıldıktan sonra sektörde hizmet veren iÅŸletmelere uÄŸruyoruz. Eskiden Antep'e gelen turistlerin uÄŸradığı Kalealtı'nda iÅŸletmecilik yapan Erhan AslanoÄŸlu'nun terası, avlusu ve kapalı alanı olan mekanına giryoruz. Mekan oldukça sessiz. SesizliÄŸi ise ekonomik tablonun etkilerini gözler önüne seriyor.
"Mangalımız var, ama üzerinde et yok"
Erhan AslanoÄŸlu, son zamlardan iÅŸinde yüzde 60’lık bir düÅŸüÅŸ yaÅŸadığını söylüyor ve sözlerine ÅŸöyle baÅŸlıyor:
“Pandemiden bu yana kendimizi toparlayamadık. Tam toparlanacağımız zaman deprem oldu zamlar geldi daha kötü bir durumun içerisine düÅŸtük. Ben alım gücü düÅŸtüÄŸü için vatandaÅŸa da üzülüyorum. Beyranın porsiyonu 115 tl ÅŸuan. Bir porsiyon beyranda 36 liralık et var. Ancak bunun tüp, pirinç, baharat, sarımsak, iÅŸçilik gibi yan masrafları da hesaplandığında biz de çok bir ÅŸey kazanamıyoruz.
10 çalışanı vardı 7'si iÅŸsiz kaldı
Ben kendi iÅŸletmem özelinde konuÅŸacak olursam zamlardan sonra %60 bir düÅŸüÅŸ gözlemledim. Ancak 6 Åžubattaki depremden sonra, deprem bölgesinde olmamız dolayısıyla Gaziantep’e turların düzenlenmemesi de iÅŸlerimizi olumsuz anlamda etkiledi. Geçen sene bu zamanlarda 10 tane elemanla müÅŸterilere zor yetiÅŸirken ÅŸu an içeride 2-3 müÅŸteri var. MüÅŸteri olmayınca elemanlarımızın ücretini de veremiyoruz. Ücretlerini veremediÄŸim için 7 tane çalışanımı iÅŸten çıkarmak zorunda kaldım. Åžu an sadece 3 çalışanım var.
Ä°ÅŸletmemizin terası, avlusu ve kapalı alanı var ancak müÅŸteri yok bomboÅŸ. Mangalımız var üzerinde et yok, beyran kazanımız ocakta ama ocağın altını açamıyoruz çünkü müÅŸteri yok.”
O günler hayal oldu"
Eskisi gibi iÅŸ yapamayan ve tablodan nasibini alan AslanoÄŸlu, mekanı kapatma düÅŸüncesini aklından geçirmiÅŸ gibi “Ä°ÅŸletmeyi kapatsam bu insanlar iÅŸsiz kalacak. Ben de 7 bin 500 lira emekli maaşımla geçinebileceÄŸimi düÅŸünmüyorum” diyor.
“Ara zam olmasa bu zamlarında olmayacağını belirterek, “Bana ara zam yapmasın. Ama her ÅŸeyin fiyatını yılsonuna kadar sabit tutsun. Ben 2016’da ilk emekli olduÄŸumda 1680 lira para alıyordum. Her ay 2680 liralık emekli maaşımla iki tane çeyrek alıyordum. Åžimdi o günler hayal oldu. Bana yine aynı maaşı versin ama o para bana yetsin. Åžu an kendime ait bir evim var. EÄŸer evim de olmasa kirada oturuyor olsam böyle bir zamanda geçinmem mümkün deÄŸildi”